20100418

şimdi ekinle buluşmaya gidiyorum.
yağmur yapıyor.
pretiiyy vumııın
valkiinn dovn dıı striiit.
damdamdamdam.

20100417

20100414

OF



Sanırım hayatımda daha böyle bir mail alamayacağım.


apartmanımızın, giriş katına asılmış bu garip metinden yola çıkarak,




gibi diyaloglar yaşayabiliyoruz.

yine mi makarna!

seninle, ısrarla uğur mumcu parkında buluşmak istiyorum.
ısrarla ekin.

20100411

peki ya sandviçlerimiz.
onlara ne oldu.
bir an önce sandviç yapıp, parka gitmeliyiz.
macar salamı da var evde.
yaz hiç gelmese ama okul bitse.
ne bileyim.
olmaz mı.
bizim arka bahçeye karşı komşu hamak yapmış.
kırmızı.
bakıp imreniyorum falan.
geçende yağmur yağdı. hamak sırılsıklam oldu.
nasıl zevkle izledim.
bilmem anlatabildim mi.
keşke ben de olsaydım.
bu eve uzun zamandır çiğköfte girmediği geldi aklıma.
ve bence hamburgercimize yakın zamanda bir baskın düzenlemeliyiz.
belirtmeliyim ki, batının en hızlı kovboyuyum.
bu sabah izmirdeyiz.
kedimiz mısır ayağımın dibinde ve maması bitmiş.
ekin 37 saattir uyuyor.
umarım ölmemiştir.
şimdi kahvaltı hazırlamam gerek.
balkonumuza hem de.
evet.
evde zeytin bitmiş. olsun.
bence ekin'e basamakları 18den geri sayabileceğini söylersem kedi maması ve zeytin almaya çıkar.
selam okuyucu.
bu blogu çok boşluyoruz. ikimizin de üzerinde büyük bir yük bu.
ekinle her buluşmamızda 'artık yazalım yaeeae' falan diyoruz ama o 'artıklar' hiç gelmiyor.
her geçen tempolu ve güzel günün ardından, 'oğlum bak bugünü bloga geçirmezsem lan.' gibi diyaloglar kursak da arkamızda bıraktığımız 97328975829734 güzel günün neredeyse hiçbirini buraya yazamadık.
ayrıca 5. dereceden unutkanlığa sahip olduğumuz için tüm bunları hatırlamamız imkansız.
aslında tek hatırladığım,
aynı anda tükürüyor olmamızdı.
Yağmur:
kitaplığı boşaltıp toz falan aldım.
çok sıkıcıydı
balkondan atladım ben de
Ekin:
fdlvsşö ngbksşfdbasli
Yağmur:
oysaki evde BALKON BİLE YOK

20100403

şimdi size mükemmel tarifimi vereceğim.
su
bal
nane
limon