20100228

günlerden şubat






merhaba sevgili blog okurları ve sevgili blog.
bugün, dershaneden çıkınca koşarak portakal aramaya başladım. çünkü, bugün 28 şubat.
ekine her ne kadar 29 şubatta doğdunu ve onun üzülmemesi için 28 dediklerini söylesem de bana inanmıyor.
neyse.
portakal arayışlarımdan sonra, elimdeki 4 kilo portakal ile olay mahaline vardım.
herkes nasıl heycanlı ama.
neyse işte arka odayı 13 kilo portakal ile doldurduktan sonra olaylar seri olarak gelişti.

şimdi sana gelirsek ekin insanı,
o kadar insanın arasında, sana bionic açtığımda, beni bağrına basmış olman o kadar duygusal bir olaydı ki, artık insanlar afrikadaki açlara değil bu olaya ağlamaya başlayacaklar.
portakal dansımız da, salihe doğru çekiyor olmamız, soğukta ellerinin sağa çekiyor olmasıyla alakalı sanıyorum.
portakallara üflerken ne diledin bilmiyorum ama, hepimiz o portakalları yedik.
işin özüne gelirsek sevgili ekin,
portakallarla kocaman yıllar diliyorum sana.
bu yazmaya çalıştığım aptal doğumgünü yazısını dikkate almasan da olur bence.
çünkü ekin,
TRACK7.

20100225

i think i smell a rat




merhaba pek değerli okuyucu.
yukarıda görmüş olduğumuz resim, E.G. nin, zonguldaktan sipariş ettiği,2 semenderin akvaryum planı. tüm bunların yanında sahip olduğu, bir adet iguanayı, bir adet kediyi ve akrebi de saymıyorum.
akreplerle tanışma fırsatım olmadı ama, kedisi minnoş ve iguanası cankiyle aramız çok iyi.
E.G.ye durmadan, minnoşun bir gey olduğunu söylesem de, beni pek takmıyor.
'DİŞİ O DİŞİ' diye bağırıyor.
her ne derse desin, minnoş bir gey.
aramız iyi. sakin bir kedi. bir var bir yok.
iguana cankiye gelirsek, mal biraz. bütün gün aynı noktaya kitlenip orayı izliyor. E.G., eline doktor eldivenleri geçirerek, iguana cankinin dışkısını alıyor eline. sonra gidip eldivenleri yıkıyor.
cankiyle iki muhabbet ediyoruz arada. beni pek takmıyor ama olsun.
E.G. de işte bu evde yaşıyor böyle.
ZOO açacak yakında. mahallenin çocukları gelsin diye.
adı da ZOO.
ben de diyorum ki, bi hemstır alsam.
hani,
bi hemstır.
adını da hemstır koyarız.

-hemstır gel oğlum.

20100220

televizyonun sesini kısıp,
yaptığımız seslendirme oskara layık.
o değil de,
spagetti arabaymış.

20100211

sevgililer gününü, ekinle bankta sandviç yiyerek geçireceğiz.
böyle.
olur.
olabilir.
mümkün.

20100209

film çeksek ya.
yolu süpüren çöpçü rolü sence de cazip değil mi?
tahmin etmiştim.

20100203

0.7 uç

fotoğrafların çıkmasını beklemek neden bu kadar heyecan verici?
kırmızı montum kayıp.
aranıyor.

20100202

muhabbet mühebbet ve biz

Yağmur :MESELA EKİNİ ÖZLESEM.
ne efsane ama.
efsaneymiş.
özlemişim.


Ekin Evrim Elvan :Lazanya yaparız.
bayadır yapmıyoruz.
ayıp.


Yağmur Falan :oha.
evet.
geldiğimde jemen lazanya yapacağız.
ama başamel düzgün olacak bu sefer.


Ekin Evrim Elvan :Kesinlikle.
Domatesle gelirim.


Yağmur Falan: oha.
hatırlasana
ohaoha.
SAÇANYA


Ekin Evrim Elvan: Salça.
Ne gündü ama.
Bi de Track-7.
Bi de ben.
Tamam.


Yağmur Falan: bid.
·

Ekin Evrim Elvan: ıls.


Yağmur Falan: izm.
·

Ekin Evrim Elvan :coffee and


Yağmur Falan: sandwiches.


Ekin Evrim Elvan: seniözledimyağmır.


Yağmur Falan: seniöp.
ekin.
gelince boynunu kıracağım.
·

Ekin Evrim Elvan: come on and break the door down.
hadi.


Yağmur Falan: sen de beni bir paket sandviç ve bir adet silahla bekliyor olacaksın.

Ekin Evrim Elvan: Evet.
Bloga yaz.
Aksatma orayı.



birbirimize özel bir anlaşma yetimiz olduğu gerçeği kaçınılamaz.